Türkiye'nin stratejik konumu, kültürel zenginliği ve Yatırım Yoluyla Vatandaşlık (CBI) gibi programları, ülkeyi yabancı gayrimenkul yatırımcıları için cazip bir merkez haline getirmektedir. Ancak bu cazibenin ardında, dikkatle yönetilmesi gereken yasal, ekonomik ve prosedürel riskler bulunmaktadır. Başarılı bir yatırım, potansiyel tuzakları önceden anlamak ve doğru adımları atmakla mümkündür. Peki, Türkiye’de bir yabancı olarak gayrimenkul yatırımınızı nasıl güvence altına alabilirsiniz?
Güvenli bir yatırımın ilk ve en önemli adımı, profesyonel bir hukuki durum tespitidir. Bu süreç, yatırımcının mülkle ilgili potansiyel sorunları satın alma öncesinde görmesini sağlar. Bağımsız bir gayrimenkul avukatı, tapu kaydını (takdiyat belgesi) inceleyerek mülk üzerinde herhangi bir ipotek, haciz veya satışa engel bir şerh olup olmadığını kontrol eder. Ayrıca, mülkün askeri yasak veya güvenlik bölgeleri gibi yabancıların mülk edinimine kapalı bir alanda bulunmadığından emin olunması kritik öneme sahiptir. Bu basit kontroller, gelecekte karşılaşılabilecek ciddi hukuki sorunları ve mali kayıpları önler.
Türkiye'deki yapı stokunda karşılaşılan en yaygın sorunlardan biri "iskan izni" (Yapı Kullanım İzin Belgesi) eksikliğidir. İskanı olmayan bir mülk, yasal olarak "inşaatı devam eden" statüsündedir ve bu durum su, elektrik gibi temel aboneliklerin alınmasını zorlaştırabilir, banka kredisi kullanımını imkansız hale getirebilir ve en kötü senaryoda belediye tarafından yıkım kararı riskini beraberinde getirebilir. Yatırım yapmadan önce mülkün iskan belgesinin olup olmadığını mutlaka kontrol edin. İskanın olmaması, genellikle müteahhidin yasal veya teknik standartlara uymadığının bir göstergesidir. Ayrıca, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini göz ardı etmeyin. Binanın inşa yılı ve o dönemde geçerli olan deprem yönetmeliğine uygunluğu, yatırımınızın güvenliği için hayati bir bilgidir.
Yatırım Yoluyla Vatandaşlık (CBI) programı, 400.000 dolarlık yatırım eşiği nedeniyle piyasada suni bir fiyat şişkinliğine neden olabilmektedir. Bu nedenle, bir mülkün istenen fiyatının gerçek piyasa değerini yansıtıp yansıtmadığını anlamak çok önemlidir. Yabancılara yapılan satışlarda zorunlu olan SPK lisanslı "gayrimenkul değerleme raporu", bir güvence mekanizması olsa da, alıcının kendi araştırmasını yapması tavsiye edilir. Ayrıca, satın alma fiyatının ötesindeki maliyetleri de hesaba katın.
Türkiye'deki standart uygulama, satış bedelinin tapu dairesindeki imzalar atılmadan önce satıcının hesabına transfer edilmesidir. Bu durum, alıcı için bir risk oluşturur; satıcı parayı aldıktan sonra imzadan vazgeçebilir. Bu riski ortadan kaldırmak için blokeli çek veya bankaların tapu güvence sistemleri gibi mekanizmalar kullanılabilir. Ayrıca, 24 Ocak 2022'den itibaren yabancı alıcıların, alım bedelini bir Türk bankasına bozdurarak "Döviz Alım Belgesi" (DAB) alması zorunludur. Tüm bu prosedürel adımların doğru ve güvenli bir şekilde yönetilmesi için profesyonel destek almak, paranızı korumanın en etkili yoludur.
Yasal Uyarı: Bu makale yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve hukuki tavsiye niteliği taşımaz. Her hukuki süreç kendine özgü koşullar içerir ve özel durumunuz için bir avukattan hukuki danışmanlık almanız önemle tavsiye edilir.
Güven İnşa Ediyor, Geleceği Şekillendiriyoruz!
İletişim Bilgileri